Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e itaat, vacip olup imanın temellerinden bir temeldir. Nitekim bu konu Kur’an-ı Kerim’de şöyle geçmektedir: “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Rasulüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.” (Nisa 59)
“Öyleyse Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin ve Allah’a karşı gelmekten sakının. Şayet yüz çevirirseniz bilmiş olun ki, elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir.” (Maide 92)
“Biz her peygamberi sırf, Allah’ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik.” (Nisa 64)
Yüce Allah; kişinin yaşadığı olaylarda ancak Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’i hakem olarak gördüğü, hükümlerine karşı hiçbir tereddüt etmediği ve içinde bir sıkıntı hissetmediği takdirde iman etmiş sayılacağını haber vermiştir:
“Hayır! Rabbine Andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.” (Nisa 65)
Bu bağlamda Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem bir hadisinde şöyle demiştir:
“Benim canım Onun elinde olan Allah’a yemin ederim ki, sizden bir kimse hevası benim getirdiğime tabi olmadıkça iman etmiş olmaz.”
İmam Nevevî r.h, “Riyad el Salihin” adlı eserinde “Sünneti ve Adabını Muhafaza Etmek” konulu başlık altında hiçbir şüphe bırakmayacak şekilde bu yüce imanî temeli destekleyen birtakım ayetler sıralamıştır:
“Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah’ın azabı çetindir.” (Haşr 7)
“O, nefis arzusu ile konuşmaz. (Size okuduğu) Kur'an ancak kendisine bildirilen bir vahiydir.” (Necm 3-4)
De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Âl-i İmran 31)
“Andolsun, Allah’ın Rasulünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.” (Ahzab 21)
“Hayır! Rabbine Andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.” (Nisa 65)
“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Rasulüne arz edin.[123] Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.” (Nisa 59)
“Kim peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse, (bilsin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik.” (Nisa 80)
“Şüphesiz ki sen doğru bir yola iletiyorsun; göklerdeki ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah’ın yoluna. İyi bilin ki, bütün işler sonunda Allah’a döner.” (Şura 52-53)
“(Ey inananlar!) Peygamberin (sizi) çağırmasını aranızda birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın. İçinizden birbirini siper ederek sıvışıp gidenleri Allah gerçekten bilir. Artık onun emrine muhalefet edenler, başlarına bir belânın gelmesinden veya elem dolu bir azaba uğramaktan sakınsınlar.” (Nur 63)
“Siz evlerinizde okunan Allah’ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah en gizli şeyi bilendir, hakkıyla haberdardır.” (Ahzab 34)
Bu konuda ayetler daha da fazla olmakla birlikte bu temeli destekleyen birçok hadis de bulunmaktadır:
Ebû Hureyre radıyallahu anhu'dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
“Ümmetimin hepsi Cennet'e girecektir, yüz çeviren müstesna!” Orada bulunanlar; “Ey Allah'ın Rasulü! Kim yüz çevirir?” diye sorunca, Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem: “Bana itaat eden Cennet'e girer. Bana isyan eden ise yüz çevirmiş demektir.” diye cevap vermiştir. (Buhari)
Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e itaatin vacip olmadığını söylemek şaşırtıcı bir şeydir. Zira yüce Allah; hidayeti, kurtuluşu kendi itaatine ve Nebi s.a.v’e tabi olmaya bağlamıştır. Yüce Allah şöyle dedi:
“…O hâlde, Allah’a ve O’nun sözlerine inanan Rasulüne, o ümmî peygambere iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız.” (Araf 158)
“Eğer ona itaat ederseniz doğru yola erersiniz. Peygambere düşen ancak apaçık bir tebliğdir.” (Nur 54)
Her Müslümanın inanması gereken bir husus da şudur: Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in sünneti, dinde sarf ettiği sözler ve yaptığı eylemlerin tümü hatasızdır. Bu konuda Rasulullah masumdur. Şayet Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem bir konuda içtihat eder ve yanlış yaparsa vahiy iner ve onu düzeltir. Bu konuya örnekler şöyledir:
“Yeryüzünde düşmanı tamamıyla sindirip hâkim duruma gelmedikçe, hiçbir peygambere esir almak yakışmaz. Siz geçici dünya menfaatini istiyorsunuz, hâlbuki Allah ahireti (kazanmanızı) istiyor. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Eğer Allah’ın daha önce verilmiş bir hükmü olmasaydı, aldığınız şey (fidye)den dolayı size büyük bir azap dokunurdu. Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve temiz olarak yiyin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Enfal 67-69)
“Cehennem ehli oldukları açıkça kendilerine belli olduktan sonra, -yakınları da olsalar- Allah’a ortak koşanlar için af dilemek ne Peygambere yaraşır, ne de müminlere. İbrahim’in, babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıkça belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz İbrahim, çok içli, yumuşak huylu bir kişiydi.” (Tevbe 113-114)
“Ey peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak, Allah’ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Allah (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmayı (ve kefaret ödemeyi) size meşru kılmıştır. Allah, sizin yardımcınızdır. O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tahrim 1-2)
Sonuç olarak bu konuya itiraz eden kişi, Nebi s.a.v’e tabi olma esasını ve bu konunun Allah’ın dininde olan yüce konumunu idrak etmemiş, bu konuda delilleri anlamamıştır. Bu konuya itiraz eden kişi, sorun yaşadığı bu konuyu ehil olan alimlere götürürse ona gerekli cevapları vereceklerdir. Allah hepimizi doğru yola hidayet etsin.
En iyisini Allah bilir.