Perşembe 9 Şevval 1445 - 18 Nisan 2024
Türkçe

Sihre maruz kaldığından şüphe ediyor, fakat hesapsız cennete girecek yetmiş bin kişiden biri olmak için rukye yaptırmak istemiyor.

Soru

Saygı duyduğumuz ve ona her hangi bir kötülüğümüz olmayan bir komşumuz, bizi kıskanır ve bize sihir yaptı. Sihirde ter kalıntısı olan bir elbisemi kullanmıştır. İlginç tarafı rüyamda üstüme bilmediğim bir sıvı döktüğünü gördüm. Bunun üzerine korku ve endişe içinde uyandım. Bizler dindar bir aile olup dini severiz. Elimizden geldiği kadarıyla hayır işleriz. Ancak bir takım sıkıntılar yaşıyoruz. Eskisi gibi mutlu ve aktif olamadığımı ve bir şeylerin değiştiğini fark ettim. Aşırı tepki veriyorum, gündüz yatıyor, geceleri uykusuz kalıyorum. Sebepsiz yere iki işten ayrıldım. Artık kontrolümü sağlayamıyor ve başkasının beni bir şeylere mecbur kıldığını hissediyorum. Yirmi yedi yaşında olmama rağmen bitkinlik ve her şeyden bıktığımı hissediyorum. Rukye yaptırmayan cennette hesapsız giren yetmiş bin kişiden bir olmak için rukye yaptırmadım. Kırk gün boyunca her gün Bakara suresini okumaya çalıştım ancak başaramadım. Çok kez uğraştım fakat hep rüyamda korkunç rüyalar görüyordum. Namazımda bu sihrin bozulması için çok dua ederim. Tüm ailemin sihre maruz kaldıklarını hissediyorum. Ne yapmamı tavsiye edersiniz?

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

Şüphesiz sihrin etkisi var olup inkar edilemez. Ancak Müslüman bir kimse, hayatında karşılaştığı her sorunu sihre bağlaması ve yaşamını bir takım hayal ve endişelere bağlaması kabul edilemez.

Bu sorunu yaşayan kimse kendine dönmesi gerekir. Allah’a ve peygamberine itaat etmek her şeyin başıdır. İtaat, her hayrın sebebi olup masiyet, her kötülüğün sebebidir. Müslüman kimse Allah’a itaat etmek ve masiyetten uzaklaşmak için gerekli çabayı göstermekle yükümlüdür. Zira güzel hayat, ancak salih amel işleyen müminler içindir. “Erkek olsun kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz.” Nahl/97

Kasvetli ve talihsiz hayat, ancak Allah’ın zikrinden yüz çevirenler içindir. “Kim de benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve biz onu kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.” Taha/124

Yüz çevirme ve günahlar artıkça hayat sıkıntıları ve zorlukları artar.

Bunun yanında sebepleri ve araçları kullanarak tembellikten uzaklaşıp çaba sarf etmesi ve işte karşılaştığı zorluklar ve diğer hususlara sabretmesi gerekir ki yüce Allah onu muvaffak kılsın ve ummadığı yerden rızıklandırsın.

Aile içi sorunlara gelince herkesin, kendine dönmesi ve güzel Ahlakla ahlaklanması ve sabırlı olması gerekir. Kötülüğe karşı iyilikle karşılık vermek ve sorunların kaynağına inmek ve sebeplerini araştırmak herkesin sorumluluğudur. Kayda değer bir neden bulunduğu takdirde güzelce tartışılması sonuç verecektir. Diğer yandan Şayet sihir yapılmışsa sorunların üstesinden gelebilmek için güvenilir bir kişiye gidip rukye yaptırmanı tavsiye ederiz. Her ne kadar sana zor gelse de mutlaka Bakara suresini oku! Nitekim bu sureyi okumak, yaşadığın bir çok sıkıntı ve problemlerin çözümü için bir önemli bir tedavi parçasıdır.

“Yetmiş bin” hadisinde zikredilen kişilere gelince, bunlar insanların en faziletlisi olmadıkları gibi cennette en yüksek makam sahipleri değiller. İbn Teymiye rahimehullah’ın açıkladığı gibi; hesaba çekilen bir kimse cennete girebilir ve bu yetmiş bin kişiden daha üstün bir makama erişebilir. Ayrıca bunlar sadece rukyeyi bıraktıkları için cennete hesapsız girme hakkını kazanmamışlar. Bilakis onlar, bu makamı tevhidin kemalı ve yüce Allah’a tam tevekküleri nedeniyle elde etmişlerdir. Çünkü tevhid ve tevekkül onların yaşam metodu olmuştur. Bununla birlikte rukye talep etmek haram olmadığı gibi mekruh ta değildir. Hatta bazı ilim ehli bu hadis hadiste geçen rukye talep etmeme hususunu şöyle açıklamışlar:  Onlar cahiliye rukyesini talep etmiyorlar. Kur’an ve zikirle yapılan rukey meşru olup yasaklanmış değil. Rukyei ister başkası yapsın ister hasta talep etsin fark etmez.

Sonuç olarak hastanın rukye istemesi yani meşru rukye yaptırması onu yetmiş bin kişiden çıkarmaz. Kişi, yetmiş bin kişiden biri olmak uğruna rukyeyi terkedip ömür boyunca sıkıntılı, şüpheli, sabırsız ve tedirgin olarak yaşaması hikmetten değildir. Bilakis sizin durumunda olan kişi hemen rukye yaptırması ve Allah’ın itaatinde çaba sarfetmesi gerekir. Böylece umulur ki yetmiş bin kişiden olmaktan mahrum olmazsınız.

Şayet bu guruptan olma imkanınız olmadı, unutmayınız ki! Allah’ın fazlı ve rahmeti çok geniştir. Umulur ki size söz konusu makamı telafi edecek cennette güzel mevkiler kazanırsın.

En iyisini Allah bilir.

Kaynak: İslam Soru-Cevap Sitesi